26 Nisan 2014 Cumartesi

BEBEK ÖPÜLMEZ!!!


    Öpmeyi,öpüşmeyi çok severiz milletçe. Bir kimseyi öpmek için tanıdık olmasına gerek yok mesela. Merhaba der sarıp öperiz. Bu esnada karşımızdakinin öptürmeme hakkı yoktur. Öptürmemek ayıptır. Hiçbir zaman sevmedim ben öpüşmeyi, çokta gereksiz buldum. Karşılıklı medeni insanlar gibi el sıkışmak neyimize yetmiyor ki? Birtürlü anlayamadığım bu meselenin dönüp dolaşıp bebeğime konacağı konusu hiç aklıma gelmemişti. 
    Bendeki olay şöyle gelişti:bebekten,çocuktan bihaber yaşadığım dönem TV'de şu http://m.haberturk.com/saglik/haber/824930-babanin-opucugu-öldürdü haberi izledim. O babanın hali hala gözlerimin önünden gitmez. Evet varsa yeryüzünde bu ihtimal ki o haberde doktorlar söylemediği için ihmal olarak geçiyor. Bebekler öpülmemeli. O insan o bebeğin babasıydı. Ne vicdan azapları yaşadı kim bilir. Bir bebeği yabancı bir insan öpüp böyle bir olaya sebep olsa ne olacaktı. Anne babasına ne derdi? Pardon ben öptüm ondan oldu mi?!!!!!! Bu bencillik yada sadece kendini tatmin etme değilde nedir? Evet karşıyım!!! Sadece kendi bebeğimin değil tüm bebeklerin öpülmesine karşıyım!! Öncelikle bir bebeğin henüz aşıları tam değil, bağışıklığı tam gelişmemiş. Sen bebeği öperken bunları hiç düşündün mü!!!?? Hadi bişey olmuyor diyelim yaa ipek gibi teni var nasıl kıyıyorsun öpmeye? Çoğu bebekte öpüldükten sonra alerjik reaksiyon gösteriyor görmüyormusun?!! Sen kıyamayıp acaba elini ayağını öpenlerden misin? bebeğin en çok elleri sonra ayakları azındadır.Bukadar mı uzaksın acaba konuya? Hayatında Öpücük hastalığı yani infeksiyöz mononükleoz (İM) Hastalığı'na yakalanmış bir bebek gördün mü hiç? O bebeğe o hastalığı bulaştırman önemli mi acaba senin için? Yoksa o anda öpmen mi? Teni çok güzel kokuyordu dayanamadım mı? Diyorsun! Nefsini terbiye et arkadaşım yoksa bu hayatta türlü türlü işler gelir başına!! 
    Ben bugüne kadar kimsenin bebeğini öpmedim,öpmeye yeltenmedim. Gözümle uzaktan sevdim. Hiç rahatsız etmedim. En rahat ettiği en güven duyduğu kucaktan çekipte ağlatmadım. Ben hiç bencillik yapmadım. Tek ricam var lütfen sizde yapmayın!! 


18 Nisan 2014 Cuma

BEBEK NE ZAMAN DIŞARI ÇIKARILMALI

    Garip garip adetler var bizde. Bebek doğuran kadına ve bebeğine ev hapsi cezası var :) Kırkı çıkana kadar bebekte anneside dışarı çıkartılmaz. Halbuki anne ve bebek psikolojisi için oldukça zararlı olan bu hurafe zaten sıkılan,bunalan anneyi birde evini tanıdık-tanımadık misafirlerinde basmasıyla terelelliye çevireceği hesaplanmışmıdır? Bilemiyorum. 
    Bizim ilk gezilerimiz doktor kontrollerimiz sayesinde 3. Gün başladı ve birdahada bitmedi. İlk zamanlarda yaptığımız kısa yürüyüşler hepimize iyi geliyordu. Ancak sürekli kulaklarım insanların 'aa baak küçücük bebeği dışarı çıkarmışlar' sözlerini duyuyordu. Gülümseyip yanlarından geçiyordum. Tabiki geziyorduk ancak açık havada!!! Ekim doğumlu kızım kış bebeği oldu.Kışın hava soğuk demeden geziyorduk!! Hiç hasta etmedik bebeği,soğuk için gerekli önlemleri aldık ve gezintilerimizi yaptık. 
    Mümkün olduğunca alışveriş merkezlerine girmemeye çalıştık. Ancak hiç girmedik diyemem. Çünkü bu alışveriş merkezleri bence çocuklu aile merkezli tasarlanıyor. Özellikle bebek bakım odalarının bulunması alışveriş yaparken büyük kolaylık sağlıyor. Alışveriş merkezlerine sadece ihtiyaç zamanları gittik. Çok yakın zamanda bir alışveriş merkezinde ki gidiş sebebimiz İpek'e hediye gelen bir giysinin bedenini değiştirmek içindi,yani tamamen zorunluluktan Bir bayan bizi çevirdi,kızımı sevdi,İpek'in kaç aylık olduğunu sordu(6 aylıktı) ve eşine dönerek gördünmü bak 6 aylık bebeği dışarı çıkarmışlar biz hiç çıkarmıyoruz nazaman çıkarsak hasta oluyor dedi. Önce anlam veremedim niye çıkarmıyorsunuz çıkarın açık hava iyi gelir dedim.onların bebeğinin 9 aylık olduğunu öğrenince gözlerim faltaşı gibi açıldı.Sonra biranda anladım ki bayanın bebeği çıkarmak istediği yer alışveriş merkezi. Hasta olur tabi!! Hemen toparladım dışarı çıkın alışveriş merkezine değil!! Farklı bir gün bir çiçekçi ıvır zıvır satan bir mağazada bir anne ve hamile kızı yanımıza geldi. Anne İpek'in kaç aylık olduğunu sordu( yine 6 aylıktı) kızına dönerek 'gördünmü bak bukadarlık olunca sizde gezersiniz' dedi. Ben bir süperman edasıyla olurmu öyle dışarı çıkmaktan kime zarar gelmiş biz 3 günlük olduğundan beri geziyoruz bence çıkın dışarı kıza döndüm sizede bebeğinizede iyi gelir dedim. Gözleri parladı kızın. Bir hamilenin daha kahramanı olmuştum :))) sonuç:   • Bebeği mevsimine uygun giydirirseniz bebek hasta filan olmaz. 
• Bebeği dışarı çıkarmak için 40. Gün güvensizde 41. Gün mucizemi oluyor sizce? Kendinizi nezaman iyi hissederseniz beklemeyin çıkın dışarı.
• Mecburiyetten evdeyseniz en kötü balkona çıkın bence. 
• Alışveriş merkezi yerine caddedeki dükkanları tercih edin. Hem alışveriş hem gezme. Bir taşla iki kuş.
• Yenidoğan güzelliği diye birşey varki gerçekten özleniyor. Günlerinizin kıymetini bilin, hep gülümseyin,mutlu olun.

11 Nisan 2014 Cuma

BEBEK ZİYARETLERİ


    Bir arkadaşım çocuk doğurduğunda ilk 15 gün eve misafir kabul etmedi. Garibime filan gitmedi kendimi onun yerine koydum ve anladım ama cesur kızdı bence. Bunu büyüklere diyebilmek cesaret işi bence. Türkiye'de yaşamanın zor yanları vardır örf ve adetler en başta gelir. Burda hatta bebek doğar doğmaz gitmemek ayıp bile sayılabilir garip!! 
   Bizim hastanede başladı misafirlerin sinyalleri. Eğer karnımdaki yirmi santim yarıkla ameliyatlı hasta olarak kabul ediliyorsam, hastanedeki ziyaretçilerde benim ziyaretcilerimdi. Hasta ziyareti kısa olur güya. Nerde koltuğa oturan kalkmadı birdaha.tuvalete gimek isterim,üstüm basım derli toplu değildir diye kalkamam,yeni Doğum yapanın gaz çıkarması gerekir ki bu ilk saatler içinde oldukça önemlidir insanlar varken çıkaramam,emzirmek isterim yüzüme insanlar bakarken yapamam.Ağlamak isterim ağlayamam, yanımda yatan meleğe inanamayıp kocama sarılmak isterim sarılamam. Yani en doğal lohusa haklarımı kullanmak isterim kullanamam.Lohusa psikolojisi gereği kimseyi görmek istemez. Ben bunu tam olarak söyle anlatayım. Küçükken sokaktaki kedileri beslerdim. Hamile bir kedim vardı. Doğum yaptığı zaman en kuytu köşeye girdi, günlerce oradan çıkmadı. Yavruları bir ellemeye,sevmeye kalkın bakalım neler oluyor, o patisindeki tırnaklar hemen çıkıveriyor. Yani doğum yapmış bir kadının sessizliğe ve yalnızlığa ihtiyacı vardır dediğim gibi doğası gereği. 
Anne ve bebeğin enfeksiyonlara en açık olduğu dönem, en uzak durulması,en dikkat edilmesi gereken dönem. Elbette sevincimizi herkesle paylaşacağız ama bir müsaade edin ben ve bebeğim sağlık acısından toparlanalım,riskli dönemi atlatalım. gerçekten de duygusal olarak çalkantılı bir süreç. bebeğe alışmak, uykusuzluğa alışmak, kendini yeterli hissedebilmek zaman alıyor.Kuru incire benzeyen bebem bir serpilsin,sizde komik duruma düşmeyin ay aynı anne,ay aynı baba. Hayır benzemiyor işte. Her yeni doğan gibi bebeğe benziyor, tüm yenidoğanlar birbirine benziyor.  
Ne yapmalı şimdi benim sorum size? Sırf başka insanları mutlu etmek adına, kendinizden mi taviz verip eve veya hastaneye hücum etmelerine veevi zapteylemelerine izin mi vermeli? Yoksa kendi rahatınız adına kalp kırıp huysuz,geçimsiz,ukala,örf adet bilmeyen lakaplarına kulak mı tıkamalı? Size kalmış. Sonuç=GELECEKLER.

5 Nisan 2014 Cumartesi

KAYBOLDUM ESKİLERDE(GÜLE GÜLE PAMIR)

    Yok Pamir senle başedemedim bu gece olmadı uyutmadın beni çocuk. Yere düşen ekmeği alıp öperdik,yağ satardık bal satardık ama birbirimizi satmazdık.Iyi çocuklardık, iyi yıllardı 90 lı yılların başı GÜYA. 
    Küçücük çocuğum ben. Yaz saati uygulaması hava aydınlık. Yemek bir türlü pişmemekte,ocağın altı açıldıkça açılmış evi sarmış bir buhar. Annemle inatlaşıyorum "çıkma yemek 5 dakikaya hazır" diyor. Ben beş dakkikayı kâr sayıp alıp topumu çıkıyorum dışarı. Ankara'nın en iyi semtlerinden birinde oturuyoruz.Güvenli bir sokak bizimki bir ucunda polis karakolu bir ucunda askeriye var kapısında birsuru nöbet tutan asker var. Onlar vatanı koruyor. Ben bu vatanın parçasıyım elbette benide koruyorlar. Bu durumun çocuk benmerkeziyetçiliği olduğunu yıllar sonra üniversitede derste öğrenecektim. Askeriyenin duvarı dibinde başladım topumla oynamaya.  
    Bir erkek sesiyle kafamı kaldırdım -adın ne senin güzel kız 
-yüz vermedim çok, en azından oyunumu bozmadım ağzımın kenarıyla Başak dedim. Soruları hiç bitmedi. Annen ne iş yapıyor? Baban ne iş yapıyor? Nerde oturuyorsunuz? Annemi gördüm bu sırada balkona çıkmıştı. Işte annem dedim gösterdim. Bitmedi soruları arkadaşım olmuştu bikere. Kolumdaki bilezikleri sordu. Altın mi onlar?? Eyvaaah tutturupta çıktığım için onları kolumda unutmuştum. Oysa hiç izin vermezdi annem onlarla dışarı tek çıkmaya. Evet dedim. Sıkıldım ben görüşürüz dedim. Eve koyuldum. Gitme dedi o adam hızla uzaklaştım. Birinci katı çıktım arkamdan o adam geldi Başaak su bileziklerine bakıyım bidaha. Off dedim git artık içimden kaldırdım kolumu uzattım adama. Incecik bileğimden çekti bileziği. Bağıramadım apartmanda çocukların apartmanda bağırması yasaktı o yıllarda. Koştum peşinden, koştum. Ufacık ciğerlerim şişene kadar koştum. Gitmişti, nokta olmuştu birkere. Yetişemedim. 
    Ben insanlara güvenimi böylelikle hiç tanımadığım o arkadaş canlısı adama çaldırmış oldum. Annem suçlumuydu? Bence kesinlikle değil. Bazı olaylar olacağı vardır olur. Tıpkı Pamir'inki gibi. Engel olunmaz,suçlu olunmaz. Ben şimdi düşünüyorum ucuz atlatmışım. Pamir atlatamadı. Melek oldu oda. Üzgünüm çok, üstüste geldi hep bugünlerde.Her kötülük canımı yakıyor. Yolun ışık olsun Pamir. Allah rahmet eylesin. Allah tüm çocukları kötülerden ve kötülüklerden korusun. 

1 Nisan 2014 Salı

YOĞURT YAPMA DERT Mİ?

    Ek gıdaya geçiyoruz ya aklıma ilk gelen şey yoğurt eyvah ben bu yoğurtu günlük nasıl mayalayacam? diye sorduğumda çoğu kişi bana off çok kolay biz sana öğretiriz dediler. O öğreneceğim günü beklerken ben bir baktım ki Tefal Yoğurtcum indirimde. Hemde öyle bir indirimdeki almayanı döverler o derece yani. Aldım geldim. Hemende merakımdan yoğurt yapmayı denedim.Makina kompakt bir litre süt koyma haznesi var. Bu bir litre süt içine bir çorba kaşığı yoğurt karıştırılıyor ve 8 saat sonra mis gibi ev yapımı yoğurtunuz hazır. Kendi kabı içinde yapılıyor üstüne kapağı örtülüp buzdolabına kaldırılıyor. Kirlenen tek kap var oda yoğurdunuz bittiğinde. Yoğurdu tutturamama gibi bir sıkıntı yok.
    Ayrıca ben birde altılı olarak bardak kaplarından da satın aldım. Tek tek bardak bardak yoğurt yapıyorum. Böylelikle İpek'in öğünü ayrı ayrı oldu. 1 litrelik kaba bir tepeleme çorba kaşığı yoğurt mayası,tekli kaplara ise bir tepeleme çay kaşığı kullanıyorum. Ayrıca süzme yoğurt yapmakta mümkün. Içinden yoğurt süzme aparatı çıkıyor.   
    Bu makinayı internette araştırırken alma gereksiz gibi yorumlarla çok karşılaştım. Yoğurt mayalamakta iş miydi? Ama bu mantıkla gidersek? Türk kahvesi yapmakta ekstra bir iş değil, çay makineside gereksiz, kırk yılda bir kek yapılacak diye evde mikser bulundurmakta gereksiz.Yaa hayır işte tüm bunlar kullandığınız sürece hayatımızı kolaylaştıran aletler. Tefal Yoğurtçum özellikle küçük çocukların yaşadığı evler için ideal bi ürün. On numara bence.Bebeğiniz varsa her gün yoğurt mayalamanız gerekiyor. sütü kaynat, bekle soğusun ama çok soğumamalı unutursan kalkıp bir daha ısıt. sonra kaloriferin üzerine koy.Ama çok bekletmeyeceksin.Çok durursa ekşiyor.annelerimizin yöntemiyle yoğurt yapmak isterseniz sürekli aklınız yoğurtta olacak ki bebek varken bence bu zor.işte yogurtçum bunu ortadan kaldırıyor. koyuyorsun, yapıyor.